Kitap Hakkında

Nâzım Hikmet ve Sömürgecilik Karşıtlığının Poetikası, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü'nde Talât S. Halman ve Hilmi Yavuz’un danışmanlığını yaptığı yüksek lisans tezimin, yeniden gözden geçirilmiş ve üzerinde kimi değişiklikler yapılmış hâli... Kitabın konusunu Nâzım Hikmet’in 1929 ile 1935 yılları arasında kaleme aldığı Jokond ile Sİ-YA-UBenerci Kendini Niçin Öldürdü? ve Taranta-Babu’ya Mektuplar adlı kitaplarında tür, biçim ve içerik ilişkisi oluşturuyor.   

Tezin ve dolayısıyla da kitabın çıkış noktasını şu temel sorun oluşturdu: Nâzım Hikmet’in, ortak paydası sömürgecilik karşıtlığı teması olan bu üç kitabı, eleştirmenler tarafından belirli bir türün kalıplarına sığdırılamıyordu. Çünkü, bu gibi bir sınıflandırmayı olanaksız kılacak denli heterojen yapı özelliklerine sahipti. Dahası, Nâzım Hikmet, arada düz yazı bölümleri bulunsa da manzum bölümlerin ağırlıklı olduğu bu kitaplarından “roman” olarak söz ediyordu. Bu soru işaretleri zihnimi meşgul ederken, Nâzım Hikmet’in çağdaşı olan Sovyet kuramcı Mikhail Bakhtin’in, Nâzım Hikmet’in de edebî üretimde bulunduğu dönemde şiir dâhil bütün edebî türlerin, romanın edebiyat sahasındaki egemenliğinin etkisiyle yeniden şekillendiğine dair düşünceleri tanıştım. Bakhtin’in "romanlaşma" olarak kavramsallaştırdığı bu olgu, roman dışındaki edebî türlerin tıpkı roman gibi, yapısal açıdan heterojen ve esnek bir hâl alması ve bu şekilde toplumsal çok sesliliğin temsiline açık bir hâle gelmesine işaret ediyordu.

Kitapta, Jokond ile Sİ-YA-UBenerci Kendini Niçin Öldürdü? ve Taranta-Babu’ya Mektuplar'ı Bakhtin'in yukarıda özetlemeye çalıştığım "romanlaşma" kavramı çerçevesinde yeni bir okumaya tabi tutmaya çalıştım. Bu okuma bana, Nâzım Hikmet'in herhangi bir türün kalıplarına sığdırılamayan bu eserlerindeki biçimsel aykırılığın sömürgeciliğin tarihsel maddeci perspektifle ele alınmasında son derece kilit bir işleve sahip olduğunu gösterdi. Diğer bir deyişle, bu kitaplarda şiir, sömürgeciliğin tarihsel maddecilik içerisinden ifade edilebilmesi—Avrupalı üst sınıflar ile “doğal işçi sınıfı” addedilen sömürge halkları arasındaki sınıfsal çatışmanın temsil edilebilmesi—için Bakhtin’in kavramsallaştırdığı anlamda romanlaşmıştı.  

Öte yandan, Nâzım Hikmet'in romanlaşan şiirlerinde hikâye edilen sınıfsal çatışma içerisinde, ast sınıfların (sömürge halklarının) sembolik düzlemde bir devrim yapıyordu. Bu sembolik devrimin silahı ise, Bakhtin’e göre, egemen ideolojinin dayattığı tek sesliliği görecelileştirmesi açısından romanlaşan türlerde gözlemlenen temel dönüşümler arasında yer alan ve Nâzım Hikmet'in de sömürgecilik karşıtı eserlerinde ustalıkla kullandığı mizah unsuruydu. Ve Nâzım Hikmet, sömürgecilik karşıtı eserlerinde, şiirlerini çok seslileştirerek ve mizahileştirerek, yani "romanlaştırarak" sömürgeci tarih yazımına tarihsel maddeci bir alternatif getiriyordu.

Bütün bu buluşlar beni çok heyecanlandı, düşüncelerimi başkalarıyla da paylaşmak istedim. Tam bu sıralarda Seda Uyanık bana ve düşüncelerime güvenerek tezimi Phoenix Yayınevi'ne önerdi ve metni sabırla ve özenle okuyarak çok önemli katkılarda bulundu. Ona bunun için hep şükran duyacağım. O dönemde yayınevinin editörü olan Bülent Özçelik ve kitabın kapak tasarımını ve dizgisini yapan Leyla Çelik de kitabın hazırlık sürecinde ve sonrasında desteklerini hiç esirgemediler. 

Nâzım Hikmet’in eserleri hakkında yapılan değerlendirmenin büyük bir bölümünde, bu yapıtların sanatsal niteliklerinin es geçildiği ve şairin biyografisinin esas alındığı tematik incelemelerle yetinildiği bir gerçek. Bu anlamda, Nâzım Hikmet’in yapıtlarına, günümüz Marksist edebiyat kuramcılarının öne çıkardığı bir mesele olan biçim-içerik ilişkisi temelinde yeni bir bakışla yaklaşmayı amaçladığım bu kitabın, bu hedefi mümkün olduğu kadar hakkını vererek yerine getirmiş olduğunu umuyorum.

Öykü Özer

İçindekiler

Sunuş – Hilmi Yavuz

Giriş ve Teşekkür

Bölüm Bir: Yeni Bir “Okuma Kontratı”

A. Edebiyat Tarihinde Şiir, Düz Yazı ve Roman Arasında Değişen Dengeler

    1. “Başlangıçta Şiir Vardı”

    2. Romanın Etkisiyle Batı Şiirinde Beliren Yol Ayrımı

    3. Türkçe Şiirdeki Yol Ayrımı 

B. Nâzım Hikmet’in Düz Yazı ve Roman Olma İddiasındaki Şiirleri

 

Bölüm İki: Romanlaşma ve Çok Seslilik

A. Mikhail Bakhtin’e Göre “Roman” ve “Romanlaşma” 

B. Nâzım Hikmet Şiirinde Romanlaşma ve Çok Sesliliğin İlk Aşaması: 835 Satır

1. Serbest Vezin ve Şiirde Düz Yazının Ritim Serbestliği

2. Şiirin “Lirik Ben”den Diğer Öznelere Açılması

C. Nâzım Hikmet’in Romanlaşan Şiirlerinde Çok Seslilik

    1. Jokond ile Sİ-YA-U’da Sınırlı Romanlaşma: Yazara “İtaat Eden” Sesler ve Biçimler

    2. Benerci Kendini Niçin Öldürdü’de Yazara “Karşı Gelen” Karakterler ve Söylemler

    3.  Taranta-Babu’ya Mektuplar’da Faşist ve Sosyalist Hakikatlerin Çatışması

 

Bölüm Üç: Romanlaşma ve Mizah

A. “İdeoloji” Kavramı François Rabelais Romanında Yıkılan Orta Çağ İdeolojisi

B. Nâzım Hikmet’in Romanlaşan Şiirlerinde Yıkılan Sömürgeci Söylem

    1. Jokond ile Sİ-YA-U’da “Kutsal” Sanatın  Dünyevileştirilmesi

    2. Benerci Kendini Niçin Öldürdü?’de Irkçılık ve Sömürgeciliğin “Maskesinin Düşürülmesi” 

    3. Taranta-Babu’ya Mektuplar’da Faşizmin “Ulviyetinden” Arındırılması

 

Sonuç: Alternatif Bir Tarih Anlatısı

 

Kitap Hakkındaki Yazılar

Hilmi Yavuz. "Nazım Hikmet ve Şiirin 'Romanlaşması' ". Zaman. 21 Ekim 2009.

Doğan Hızlan. "Şiirin Yumuşak Sesi". Hürriyet. 18 Ekim 2009.

"Yeni Çıkanlar". Radikal Kitap. 16 Ekim 2009. Osman Mazlum.

"Öykü Terzioğlu". Ekşisözlük. 16 Ekim 2009.

"Göze Çarpanlar". Birgün. 25 Ekim 2009.

"Bilkent PH.D Student Published on Nâzım Hikmet". Bilkent News. Vol:16,No:7. 27 Ekim 2009.

Nilay Özer. "Şiir Eleştirisine Taze Kan". Radikal Kitap. 13 Kasım 2009.

Hilal Aydın. "Alternatif Bir Nâzım Okuması". Evrensel Kültür 216 (Aralık 2009): 18-19.

R. Aslıhan Aksoy Sheridan. "Nâzım Hikmet Çalışmalarına Yeni Bir Soluk". Kanat 31 (Güz 2009): 9.

Deniz Çerşil. "Egemen Söylemin Romanlaşan Şiirde Mizah Yoluyla Yıkılışı". Yarınlar 25 (Aralık 2009).

 

Söyleşi / İmza Günleri

15 Kasım 2009, Kurgu Kültür Merkezi, Ankara

23 Ocak 2009, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, Ankara